Ticaret Araştırmaları ve Risk Değerlendirme Genel Müdürlüğü

...

Belçika’nın AB Dışı Ülkelere Olan Ticari Bağımlılığı ve Türkiye’nin Konumu

Federal Planlama Bürosu tarafından “AB Dışı Ülkelere Olan İhracat ve İthalat Bağımlılığı” Raporu yayımlanmıştır. Rapor özetle Belçika’nın 2014-2023 yılları arasında AB dışı ülkelerle ticari bağımlılığını analiz etmektedir. Belçika’nın dış ticaret bağımlılığı ithalat tarafında ihracata göre daha yüksek seyretmektedir. Bu dönemde, toplam ithalat bağımlılığı %14 ila %17 arasında gerçekleşmiş, stratejik ürünler ise toplam ithalatın yaklaşık %3-4’ünü oluşturmuştur. Çin, ABD ve Birleşik Krallık, Belçika’nın ticaretinde en yüksek bağımlılığa sahip AB dışı ülkeler olarak öne çıkmaktadır.

            Belçika’nın stratejik ürünlerde AB dışı ülkelere kalıcı biçimde bağımlı olması oldukça sınırlı şekilde olduğu dikkat çekerken, analiz edilen 9 binden fazla ithal ürün arasında sadece 81 stratejik üründe kalıcı bağımlılık gözlemlenirken, ihracatta bu sayı 25 üründe sınırlı kalmıştır. Ayrıca, AB dışı ülkelere yönelik yüksek bağımlılığın toplam ithalat değerindeki payı yaklaşık %12, ihracatta ise yaklaşık %10 seviyesinde gerçekleşmiştir.

            Raporda özellikle küresel tedarik zincirlerine yönelik dolaylı bağımlılıklar vurgulanmıştır. Geleneksel ticaret istatistikleri, üçüncü ülkeler üzerinden dolaylı yollarla gelen ara malların oluşturduğu bağımlılığı yeterince yansıtmamaktadır. Bu dolaylı bağımlılık, doğrudan bağımlılığın yaklaşık 2,6 katıdır. AB dışı kaynaklara olan dolaylı bağımlılık nedeniyle, Belçika ekonomisinin daha geniş kapsamlı bir riskle karşı karşıya olduğu belirtilmektedir. Çin’e olan bağımlılık özellikle sanayi ve teknoloji ürünlerinde artarken, ABD’ye olan bağımlılık ilaç ve kimya sektörü dışında azalma eğilimine girmiştir.

            Rapora göre, ticaret bağımlılığını azaltmaya yönelik politikaların ekonomik maliyetleri ve riskleri bulunmaktadır. Bu politikaların maliyetleri arasında üretim maliyetlerinin artışı ve uluslararası ticarette yaşanabilecek olası rekabetçi dezavantajlar yer almaktadır. Ayrıca tüm ülkelerin eş zamanlı biçimde kendi üretimlerini teşvik etmeleri durumunda, kapasite fazlası ve ticarette korumacılığa yönelik adımların artması riski vardır. Bu nedenle, politikada karar alıcı mercilerin bağımlılık azaltıcı tedbirler ile ekonomik maliyetleri dikkatli şekilde dengelemesi gerektiği vurgulanmaktadır. Bazı uzmanlar, Avrupa’nın teknolojik egemenliğini desteklerken, diğerleri bu yaklaşımın "teknolojik milliyetçiliğe" dönüşmesini önlemek adına çok taraflı ticari iş birliklerini desteklemektedir.

Türkiye’nin Belçika’nın Ticaretindeki Rolü

            Rapor, Türkiye’nin Belçika’nın en büyük 10 AB dışı ticaret ortaklarından biri olduğunu belirtmektedir. Ancak, Türkiye’nin konumu, Çin, ABD ve Birleşik Krallık gibi ana ticari ortaklara göre daha sınırlı ve ikincil seviyededir. Belçika’nın yüksek yoğunlaşma gösteren stratejik ithalat veya ihracat kalemlerinde ilk üç ülke arasında Türkiye bulunmamaktadır. Türkiye, Belçika’nın yüksek yoğunlaşma içeren ihracat yaptığı ülkeler arasında yaklaşık 6. sırada yer almaktadır.

            Raporda yer alan verilere göre, Türkiye’nin Belçika’nın AB dışı ülkelerden yaptığı toplam imalat ithalat bağımlılığındaki payı yaklaşık olarak %0.5-0.6 civarındadır. Bu oran, Çin veya ABD’nin payıyla kıyaslandığında oldukça düşük kalmaktadır. Benzer biçimde, Belçika’nın Türkiye’ye yaptığı ihracatın toplam ihracat bağımlılığı içindeki payı da göreceli olarak sınırlıdır.

            Buna rağmen, Türkiye’nin Belçika açısından sürekli bağımlılık yaratan spesifik ürünler bulunmaktadır. Raporda belirtilen örneklerden biri, Türkiye’nin yıllardır Belçika’dan düzenli olarak satın aldığı özel çelik ürünüdür. Raporda bu durum, Türkiye’nin belirli stratejik ürünlerde ana alıcı konumuna sahip olduğu sınırlı durumlar olarak belirtilmektedir. Ancak genel ekonomik etki açısından kritik düzeyde bir bağımlılık söz konusu değildir. Rapor genel hatlarıyla Türkiye’nin Belçika’nın AB dışı ticaret bağımlılığında kısmi fakat dikkate değer bir role sahip olduğunu belirtmekte olup ülkemizin Belçika ekonomisi açısından stratejik öneme sahip ana ülkelerden biri olmamakla beraber, özellikle belirli sanayi ürünlerinde sürekli bağımlılık gösterilen sınırlı sayıdaki ürünlerde ön plana çıktığını vurgulamaktadır.