IMF Anlaşmasının IV. Maddesi uyarınca düzenli olarak (genellikle yıllık) istişarelerin bir parçası olarak üye ülkelerin ekonomik gelişmeleri izlenmektedir. Bu kapsamda, Danimarka'yı ziyaret eden IMF Heyeti tarafından 2024 yılı Madde IV Misyonu Sonuç Bildirisi açıklanmıştır.
Sonuç bildirisine göre Danimarka, pandemi ve enerji krizleri karşısında dikkate değer bir direnç göstermiştir. 2024'te büyümenin devam etmesi beklenmekle birlikte jeopolitik gerilimler dahil olmak üzere önemli dış risklerin mevcut olduğu ifade edilmiştir. Finansal sistemin iyi durumda olduğu, ancak hala yüksek faiz oranları ve ticari gayrimenkul (CRE) piyasalarındaki artan kırılganlıklar nedeniyle sistemik riskler olduğu belirtilmiştir. Demografik zorlukların ve düşük verimlilik artışının, uzun vadeli büyüme için risk teşkil ettiğine vurgu yapılmıştır. Bu bağlamda, bildiriye göre politika öncelikleri aşağıdaki gibi olmalıdır:
- Mali politikayı, hem döngüsel koşulları hem de artan uzun vadeli harcama ihtiyaçlarını dikkate alarak ayarlamak.
- Kırılgan borçlulardan kaynaklanan riskleri yakından izleyerek finansal istikrarı korumak.
- İşgücü piyasaları, eğitim, yenilik, dijitalleşme, iş dinamizmi ve yeşil dönüşüm alanlarında yapısal reformları uygulamaya devam ederek refah devletini sürdürülebilir kılmak.
Bildiride öne çıkan diğer hususlar şu şekilde olmuştur.
Büyüme: 2024'te eczacılık ürünleri ihracatı, Tyra doğal gaz sahasının yeniden açılması ve ilaç dışı sektördeki kademeli toparlanma ile birlikte yaklaşık yüzde 2 oranında gerçekleşeceği öngörülmektedir. 2025'te ilaç dışı üretimin ılımlı bir hızda genişlemeye devam edeceği, ancak ilaç ihracatının büyümesi yavaşladıkça GSYİH'nin de yavaşlayacağı beklenmektedir. 2025 sonrasında, küresel büyümenin yavaşlaması, demografik zorluklar ve jeoekonomik parçalanma nedeniyle -pandemi öncesi ortalama yüzde 1,8 olan- orta vadeli büyümenin yüzde 1,4 civarında seyredeceği tahmin edilmiştir. Bildiride büyüme risklerinin küresel büyümenin yavaşlaması, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşının tırmanma olasılığı ve jeoekonomik parçalanmanın derinleşmesi gibi faktörler sebebiyle aşağı yönlü olduğuna ve diğer İskandinav ülkelerinde yaşanabilecek olumsuz şokların -konut ve gayrimenkul piyasalarında bir düzeltme dahil- Danimarka ekonomisine sıçrayabileceğine dikkat çekilmiştir.
İstihdam ve Enflasyon: İşsizlik oranları artarken, iş ilanları ve üretimi sınırlayan faktör olarak iş gücünü bildiren işletme sayısı azalma göstermektedir, ancak iş gücü piyasası nispeten sıkı kalmaya devam ettiği ve enflasyonun, küresel enerji fiyatlarındaki düşüş ve iç talepteki durgunluk nedeniyle keskin bir şekilde yüzde 2 civarına düştüğü belirtilmektedir.. Önümüzdeki aylarda, geçen yıl yapılan toplu iş sözleşmesinin gecikmeli etkisi nedeniyle enflasyonun geçici olarak yükselebileceği ancak 2025'in ikinci yarısında yeniden yüzde 2 civarına düşmesinin beklendiği ifade edilmiştir.